Türkiye, iklim değişikliğinin ve buna bağlı göç hareketlerinin sonuçlarıyla yüzleşmeye hazırlanırken, işlenmeyen ve atıl durumdaki arazilerin ülkenin gelecekteki gıda güvenliğini tehlikeye attığı belirtiliyor.

Uzmanlar, küresel ısınmanın etkileriyle birlikte temiz suya ve gıdaya erişimin zorlaştığını, özellikle gelişmemiş ülkelerde zorunlu göçlerin artacağını belirtiyor. Bu göç hareketlerinin başlıca güzergâhlarından biri olan Türkiye, komşu ülkelerden Afganistan ve Suriye’den gelen sığınmacıların hedefinde yer alıyor. Avrupa’nın katı göç politikaları nedeniyle bu göçmenlerin Türkiye’de kalması, ülkenin demografik yapısını ve tarım politikalarını tehdit eden bir unsur olarak öne çıkıyor.

Türkiye’nin Tarımda İhmali ve Kullanılmayan Araziler

Türkiye, geniş tarım arazilerine sahip olmasına rağmen, üreticilere yeterli desteğin verilmemesi ve yüksek maliyetler nedeniyle bu araziler verimli bir şekilde değerlendirilemiyor. İhmal edilen bu araziler, iklim göçlerinin baskısıyla daha da önemli hale geliyor. Uzmanlar, artan nüfus ve göç dalgaları nedeniyle, işlenmeyen tarım arazilerinin stratejik bir planla üretime kazandırılması gerektiğini vurguluyor.

Hükümetin, kullanılmayan arazileri devlet aracılığıyla kiralama politikalarını devreye sokması öneriliyor. Bu sayede hem tarımsal üretim artırılabilir hem de iklim göçleriyle beraber öngörülemeyen nüfus artışına hazırlıklı olunabilir.

Türkiye’nin ithalata dayalı gıda politikası, küresel iklim değişikliğinden etkilenecek ve uzun vadede fiyat artışlarını kaçınılmaz kılacaktır. Bu nedenle, sürdürülebilir tarım politikaları ve işlenmeyen arazilerin verimli kullanımı acil bir ihtiyaç olarak ortaya çıkmaktadır.

Tarımda Yeniden Yapılanma Zorunluluğu

Uzmanlar, daha az iş yükü ve maliyet nedeniyle boş kalan arazilerin, uygun teşviklerle üreticilere tarımsal üretime kazandırılması gerektiğini savunuyor. Türkiye’nin gıda güvenliği ve tarımsal sürdürülebilirliği için, kullanılmayan arazilerin etkin bir şekilde değerlendirilmesi ve üretim odaklı politikaların geliştirilmesi kritik önem taşıyor.