Yeni yılın ilk yazısını, ne yazık ki “meslektaşlarım” diyemeyeceğim, kendilerini gazeteci sanan bir grup hakkında yazmak istiyorum.
Ordu genelinde, özellikle Ünye’de, gazeteci kimliği altında faaliyet gösterenlerin sayısında büyük bir artış gözlemledim. 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü kapsamında valilik ve Ünye Belediyesi tarafından düzenlenen etkinliklerde, geniş bir basın ordusuyla karşılaşmak başlangıçta beni mutlu etti. Zira ekonomik sıkıntılar içinde ayakta kalmaya çalışan gerçek gazetecilerin varlığı, bu mesleğe duyulan ilgiyi ve inancı gösteriyordu. Ancak daha yakından incelediğimde, bu kalabalığın büyük bir bölümünün aslında gazetecilikle uzaktan yakından ilgisi olmayan kişilerden oluştuğunu fark ettim.
Gazeteci Olmak Bu Kadar Kolay mı?
Basın kuruluşu sahibi olmanın günümüzde ne kadar kolay hale geldiğini görmek, mesleğin geldiği noktayı sorgulamamı sağladı. Cumhuriyet savcılığına basit bir beyanda bulunarak gazete sahibi olunabiliyor, herhangi bir nitelik gerekmeksizin bir fotoğraf makinesi edinerek “gazeteci” kimliği kazanılabiliyor. Üstelik, birkaç ay içinde belediye başkanlarından milletvekillerine kadar yön verme cüretinde bulunan sahte gazetecilerin ortaya çıkması, basın sektörünün ciddiyetini kaybetmesine yol açıyor.
Bu noktada asıl sorun, bu tür kişilere yerel yönetimler ve kamu kurumları tarafından sağlanan destek. Resmi kurumların, bu gazetecilik kisvesi altındaki grupları ciddiye alarak iş birliği yapması, basının itibarına zarar veriyor. Gerçek gazeteciler, yaşanan bu dejenerasyonu fark ettiğinde ya mesleği bırakma noktasına geliyor ya da bu sahte yapıları destekleyen kurumlara tepki gösteriyor.
Sahte Gazeteciliğin Ekonomik Çıkmazı
Sahte gazetecilik yapanların büyük bir kısmı, ekonomik sıkıntılarla karşılaştığında meslek değiştirmek zorunda kalıyor. Gazete sahibi olduğunu iddia eden birçok kişi, geçimlerini sağlamak için farklı sektörlere yöneliyor. Elektronik tamirciliği, matbaa işleri veya sosyal medya yönetimi gibi alanlara kayarak gazeteciliği yalnızca bir yan uğraş haline getiriyorlar. Bu durum, gazeteciliği bir meslek olarak değil, fırsat kapısı olarak görenlerin sayısını artırıyor.
Bazı yayın kuruluşu sahiplerini tenzih ederek belirtmek gerekir ki, bu alanda faaliyet gösterenlerin bir kısmı basit bir sosyal medya paylaşımı yaparak kendilerini “kanaat önderi” sanıyor. Kamu kurumlarının ve yerel yönetimlerin bu tür kişilere itibar göstermesi ise mesleğin saygınlığına zarar veren en büyük etkenlerden biri haline geliyor.
Basın Derneklerinin İçi Boş Yapıları
Son dönemde hızla artan basın dernekleri de bu sorunun başka bir boyutu. Sadece birkaç yayın sahibi bir araya gelerek basın derneği kuruyor ve bu yapılar, meslektaşların haklarını savunmak yerine, protokol masasında kendilerine yer açma amacı güdüyor. Bürokrasi içinde bir mevki edinmek uğruna basın etiği yok sayılıyor ve bu durum gerçek gazetecilerin meslekten soğumasına neden oluyor.
Yerel Yönetimlere ve Siyasetçilere Çağrı
Ordu’daki yerel yönetimler ve kamu kurumları, sahte gazetecilere destek vermekten vazgeçmeli. Bu tür kişilerin eleştirileri, ciddiye alınması gereken bir basın eleştirisi değil, kişisel çıkar amaçlı manipülasyonlardan ibarettir. Gerçek gazetecilerle, basın etiğine uygun hareket eden yayın kuruluşlarıyla iş birliği yapmak, hem kamuoyunun doğru bilgilendirilmesini hem de basın sektörünün itibarını korumayı sağlayacaktır.
Siyasetçilere de bir çağrıda bulunmak istiyorum: Sahte gazetecilerle yol yürümek size itibar kazandırmaz. Aksine, basın sektörünü itibarsızlaştıran bu tür yapılanmalarla iş birliği içinde olmak, toplum nezdinde güven kaybetmenize neden olur. Gazeteciliğin saygınlığını korumak ve gerçekten bu mesleği hakkıyla yapanlara değer vermek, toplumu doğru bilgilendirme sorumluluğunun bir gereğidir.
Sonuç olarak, gazetecilik mesleğini küçük çıkarlar uğruna itibarsızlaştıran sahte medya yapıları, toplumun haber alma hakkına zarar vermektedir. Gerçek gazeteciler, bu duruma karşı ses yükseltmeli ve yerel yönetimler, yalnızca işini hakkıyla yapan basın kuruluşlarına destek vermelidir. Aksi halde, gazetecilik mesleği yerelde tamamen yozlaşma tehlikesiyle karşı karşıya kalacaktır
Bir sonraki yazımda görüşmek üzere, hoşça kalın